12-13- 14 Yaş Gelişimi ve Psikolojisi
Ergenlik döneminin başlangıcı sayılabilecek 12, 13 ve 14 yaş birçok açıdan ergenlik döneminde yaşanan değişikliklerin en yoğun yaşandığı dönem diyebiliriz. Bu dönemde psikoloji ve gelişim açısında birçok önemli değişiklik olur.
12-13-14 Yaşlarda Fiziksel Gelişim
Hayatımız boyunca gelişir ve değişiklikler yaşarız, ancak bu ilk ergenlik döneminde yaşanan değişimin hızı çok belirgindir. 11 yaşındakileri çocuk olarak değerlendiririz ancak 14 yaşındaki birisi artık “neredeyse yetişkin” bir insandır. Bu değişiklikler anne-babaların bir yandan hoşuna giderken, bir yandan da çeşitli güçlükleri beraberinde getirir.
Küçük çocuklarda değişimin ne zaman, nasıl ve hangi hızda olacağı daha kolaylıkla tahmin edebilir, ancak ilk ergenlik döneminde gelişim basamaklarının yaşla bağlantısı zayıflar. Genç ergenlerin göstereceği gelişimde aileler, genler, arkadaşlar, çevre ve toplumdaki diğer etki kaynakları gibi pek çok etmen rol oynar.
Ergenliğin bu erken dönemlerinde birçok fiziksel değişim yaşanır. Bu değişimler kızlar açısından göğüslerin büyümesi ve adet görülmesi, erkekler açısından ise testislerin gelişmesini içerebilir.
Ergenlik dönemine giriş yaşı her çocuk için aynı olmayabilir. Bu süreç kızlarda genellikle 9-13 yaşlar arasında başlarken, erkeklerde de kızlara kıyasla iki yıl daha geç başlar. Bu sınıfta ve akran grubu içerisinde çocukların birbirinden en farklı gözüktüğü dönemdir. Bazıları hızlı bir büyüme atağı yaşarken, bazıları da henüz çocuksu görünümünü korumaktadır.
Fiziksel görünümdeki hızlı değişimler genç ergenlerin değişen beden imajı konusunda bazı rahatsızlıklar hissetmelerine neden olabilir. El ve ayaklar daha önce büyüyerek dengesizlik ve sakarlıklara yol açabilir. Akne, sesteki değişimler ve düzensiz adet döngüleri gibi tüm fiziksel değişimler genç ergenler için çok utandırıcı olabilir. Öte yandan daha yavaş gelişen ergenler de kendilerinde bu değişikliklerin olmaması nedeniyle zorluklar yaşayabilirler. Özellikle erkek çocuklar, daha erken gelişim gösteren akranları ile spor aktivitelerinde fiziksel olarak rekabet edemeyeceklerini düşünebilirler. Öte yandan özellikle erken gelişen kızlar da henüz duygusal ve zihinsel olarak hazır olmadıkları halde yetişkin konumlarına girme baskısı yaşayabilirler. Ancak ergenliğin getirdiği dışarıdan görülebilen fiziksel değişimler ortaya çıkmadan da ergenliğe bağlı sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimler gerçekleşmekte olabilir. Puberte döneminin getirdiği fiziksel değişimlerin başlama yaşının yanında, ailenin, arkadaşların ve çevrenin bu değişimler karşısında gösterdiği tepkiler hayat boyu kalıcı etkilere yol açabilir.
Öte yandan büyüme hızı ne olursa olsun, genç ergenler kendileri hakkında son derece gerçekçilikten uzak bir bakış açısı geliştirebilirler ve bu nedenle farklılıkların ve herkesin faklı hızda büyümesinin doğal olduğunun sürekli vurgulanması gerekir.
12-13-14 Yaşlarda Zihinsel Gelişim
Erken ergenlik dönemindeki zihinsel değişimler, diğer değişimler kadar göze çarpmayabilir ancak bu dönemde en az fiziksel ve sosyal gelişim kadar önemli zihinsel gelişimler de yaşanır. Bu dönemde gençlerin düşünme, mantık yürütme ve öğrenme biçimlerinde hızlı değişimler gerçekleşir. Bu dönemdeki gençler somut düşünmeden daha soyut düşünmeye geçerler. Daha küçük çocuklar birşeyin gerçek olduğuna inanmaları için o şeyi görmeleri ve dokunmaları gerekirken, bu dönemde gençler fikirler üzerinde düşünmeye ve görüp dokunmadıkları şeyleri da kavramaya başlarlar. Daha zor problemleri çözebilirler ve farklı görüş açılarını değerlendirebilirler. Belki de hayatlarında ilk defa ne olduğunu değil, ne olabileceğini düşünmeye başlarlar.
Bu zihinsel gelişimde okulda daha karmaşık ve ileri konuları ele alabilmelerine olanak verir. Bilgiyi almak, uygulamak ve farklı görüş ya da fikirleri değerlendirmek konusunda istekli hale gelirler. Bu zihinsel değişimler duygusal yaşamlarına da yansır. Örneğin mantık yürütebilme yeteneği anne-babaları ile konuşma ve davranma biçimlerinin değişmesine neden olabilir. Anne-babasının söylediği ya da yaptığı bir şeye göstereceği tepkiyi tahmin etmeye başlar ve ona göre cevabını ya da tepkisini hazırlar.
Genellikle yetişkinlerin önerdiği hazır çözümleri reddederler ve kendi çözümlerini bulmayı tercih ederler. Bu nedenle bu yaş grubundaki gençlerde müdahale etmeden, rehberlik edebilen bir yetişkin çok etkili olabilir. Bu gençler yetişkine saygı duymaları halinde, onun görüşlerine büyük değer verirler. Soyut fikirler ve değerler üzerinde düşünebilmeye başladıklarından adalet ve eşitlik kavramları büyük önem kazanabilir. Bu nedenle yaptıkları çalışmalar ya da davranışlar değerlendirilirken neyin adil olduğu göz önünde bulundurulabilir.
Yine bu zihinsel değişimler genç ergenlerin nasıl biri olduklarını ve nasıl biri olabileceklerini düşünebilmelerine de olanak verir. Bu sürece kimlik oluşturma süreci denir ve ergenlik döneminin en önemli süreçlerinden biridir. Gençlerin çoğu pek çok farklı kimlik seçeneğini dener. Anne-babalara hiç bitmeyecekmiş gibi gelen pek çok aşamadan geçerler. Oysa bu süreçten geçmeyen ergenlerin yetişkinlikte başta depresyon olmak üzere ciddi psikolojik sorunlar yaşama riski daha yüksektir.
Tıpkı yetişkinlerin yaşamda farklı rollerle baş etmek için uğraşmaları gibi ergenler de kimlik geliştirmekle, yani kim olduklarını belirlemekle uğraşırlar. Değişik insanlar karşısında, örneğin birinin kızı ya da oğlu, sınıf arkadaşı, takım arkadaşı, öğrenci olmak gibi değişik roller oynadıklarını fark etmeye başlarlar.
Genç ergenler zaman zaman yetişkinler gibi düşünebilseler de, onlar gibi davranabilmeleri için pek çok deneyim kazanmaları gerekir. Sonuç olarak davranışları her zaman düşünceleri ile eşleşmeyebilir. Örneğin çevrenin korunması için katıldığı bir gösteri yürüyüşünde elindeki pet şişeyi etrafa atabilir. Ya da dedikoducu olduğu için hiç sevmediğini söylediği bir arkadaşı ile saatlerce telefonda konuşabilir.
12-13-14 Yaşlarda Sosyal Gelişim
Anne-babadan bağımsızlaşma sürecindeki genç ergenler ev dışındaki aktivitelere katılmaktan hoşlanırlar. Anne-babanın ya da başka yetişkinlerin görüşüne bağımlılığın yerini arkadaş gruplarının görüşlerine olan bağımlılık alır. Bağımsızlık geç ergenlik döneminde (18-20 yaşlar) kazanılır. Artık anne-babalarından uzakta olmaktan korkmayan genç ergenler daha olgun arkadaşlık becerileri geliştirmeye başlar. Anne-babalar bu durumu aile içindeki geçmişte yapılan aktivitelerin reddedilmesi olarak değil, olgunlaşmanın sağlıklı bir işareti olarak görmelidirler.
Arkadaş gruplar ve kulüpler bu genç ergenlerin sosyal kabul duygusunu yaşamaları için fırsat sağlar. Artık eskiden olduğu gibi yetişkin onayını değil, arkadaş grubu tarafından onaylanmayı ve kabul edilmeyi istemektedirler.
Grup halindeki sosyal aktivitelerin en önemli işlevlerinden biri de karşı cinsle ilişkilerde kendini rahat hissetmeyi öğrenmesine yardımcı olmasıdır. Çoğu aktivitede kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle bir araya toplansa da, diğer grubun ne yaptığını da çok merak ederler. Kızlarla erkeklerin kendilerini rahatsız hissetmeden bir arada bulunabilmelerini sağlayan fırsatların yaratılması gereklidir.
12-13-14 Yaşlarda Duygusal Gelişim
Bu dönemde gerek değişen hormon yapısı gerekse değişen düşünce yapısı genç ergenlerin ruh durumlarında sürekli değişimlere, somurtmalara, özel yaşam talebinin artmasına ve kısa süreli öfke nöbetlerinin yaşanmasına neden olur. Daha küçük çocuklar geleceği çok fazla düşünemezler, oysa bu yaşlardaki gençler geleceği de düşünebilirler ve bu da pek çok konuda kaygılar duymalarına neden olabilir. Örneğin okul başarıları, anne-babanın ölmesi olasılığı, dış görünüm, fiziksel gelişim ve beğenilme isteği, arkadaşının olmaması, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorluk ve yoksullar, üniversiteyi kazanıp kazanamayacakları, bir iş bulup bulamayacakları, anne-babanın boşanması, terör gibi pek çok konuda kaygılar duymaya başlarlar.
Bu dönem genç ergenin benlik kavramı konusunda en zorlandığı dönemdir. Liseye başlamaktan, yeni ve tanımadıkları bir bedene sahip olmaya kadar, yaşanan pek çok değişiklik kendilerinin kim olduğunu anlamalarını zorlaştırır. Bütün bu değişimlerden dolayı kendileri ile aşırı derecede ilgilidirler ve başkalarının farkına bile varmayacağı kişisel özellikler ya da kusurları gözlerinde fazlasıyla büyütebilirler. Genç ergen tamamen kendisine de saplanabilir. Örneğin bu dünyada bu duyguları ve deneyimleri kendisinden başka hiç kimsenin yaşamadığını ve bu nedenle de anne-babası dahil hiç kimsenin kendisini anlamayacağını düşünebilir. Bu düşünce biçimi de onu yalnızlığa ve soyutlanmaya itebilir.
Genellikle, genç ergenlerin duyguları abartılı, hareketleri tutarsız gözükür. Bu yaş grubundaki gençlerin bir anda mutluluktan mutsuzluğa geçmeleri, kendilerini çok akıllı hissederken, kısa bir süre sonra tam bir aptal gibi görmeleri vb. son derece normaldir. Ayrıca ruh hallerindeki değişimlerden başka, bunları ifade etme biçimleri de sürekli değişebilir. Örneğin arkadaşlarını sarılarak, öpüşerek karşılayan bir genç ergen, bir de bakarsınız kısa bir el sallamayla ve soğuk bir hoşça kal demekle yetinmektedir. Aynı şekilde annesinin kucağına atlayarak ona sarılan çocuğa, daha sonra da annesi sarılmak istediğinde “aman anneee” diyerek annesini itebilir. Bu durumlarda anne-babaların çocuğun duygularının değil, duygularını ifade ediş biçiminin değiştiğini anlamaları ve kabul etmeleri çok önemlidir.
Bu dönemdeki ergenlerin birbiri ile kıyaslanmaması da çok, çok önemlidir. Genç ergenin mevcut performansını kendisinin geçmişteki başarıları ile kıyaslamak en doğrusudur. Bu yaştaki çocukları başkalarının yanında utandırmamak da önemlidir.
Herkez yazmış bende yazıyım bari. ergenlik hakında bana göre herşeyi biliyorum merak ettiğim şeyler çok oluyor. açıkcası öyle herkese bağırmıyom bazen anne veya babama evt sinirleniyorum ama geçici böyle konuları konuşmak yerine İnternet’en bakmak daha iyi geliyor. (bana göre)
Merhaba ben 13 yaşındayım ve derslerim çok iyi karnem 99 küsürat ve sanki notumu düşürürsem ailem bana acayip bir şekilde kızıcakmış gibi hissediyorum. Ayrıca şuan karantinadayız ve bana bir baskı yapıyorlarmış hissediyorum, seneye LGS girecek olmama rağmen ben sanki bu sene girecekmiş derse çalışıyorum ve sanki biraz zorla ama eskide daha ailem derse çalış demeden kendim gider saatlerce derse çalışırdım,artık öyle olmuyor. Ve benden LGS yi ful çekip İstanbul Galatasaray Lisesi ne girmemi bekliyor galiba, sanırım bende böyle istiyorum ama akrabalarımız (halam,kuzenlerim,amcam,teyzem,ağabeyim,dayım) ve hatta öğrermenlerim bile LGS den ful çekmemi bekledikleri için hep baskı içerisinde derse çalışıyorum. Aynı zamanda da biraz zor şartlar altında dershaneye yazdırdılar falan. Acaba benim baskı altında ders çalışıyormuş gibi hissetmemi engelleyebileceğim bir öneriniz var mı? Varsa lütfen yazın.
13 yaşındayım ve fazla sessizim bütün insanlardan nefret ediyorum insanlar benimle ilgilensin de istemiyorum ailem yüzünden hepsinin psikolojisi bozuk ama kabul etmiyorlar evde odam var evet ama özel bir alanım yok sürekli kapıyı çalmadan odaya giriyorlar özel bir durumda olabilirim bir kızım sonra da ne saklıyon diye bana kızıyolar sonra umursamayarak anlatıyorum bu da sinir bozucu çünkü küçücük bir olay için evde kavga çıkıyor biraz fazla tuhaflar anlam veremiyorum inş bunlar ergenlikten bana öyle geliyodur yoksa lise de ben %100 deliririm o nedenle yatılı okul istiyorum
Kapıya benim odam yaz o zaman hatırlayıp çaşarlar kapıyı neden yazdın derlerse çünkü benim odam dersin bide kapında kilit yoksa kilit yerine takılan şeylerden tak kanca gibi nalburda var.
ben 13 yaşındayım kimseye bağırmıyorum ergenliğim sadece yüzümde var ama yine mutlu değilim annemin psikolojisi bozuk kabul etmiyor ve ben de bu tarz şeylere gelemeyen bir insanım ergenlik değil küçüklükten beri böyle artık sinirimi yatıştırmak için kağıda onları öldürmek amaçlı not yazıyorum sadece sakinleşme yöntemi 🙂 işe de yarıyor sonra da onları umursamadan mutlu olmaya devam ediyorum
Meraba 12 yaşındayım ve ben aileme dostlarıma bağırmaya başlıyorum babamla her akşam kavga ediyorum ama neden anladım çünkü bu dostlar aile falan hiç bizi anlamıyor ananem vb. Gibi aile akrabalarım hemen hikayelere oğutlere başlıyor gıcık oluyorum ve dinlemek istemiyorum ve dinlemiyorum bana göre yalnızım ve herkes gıcık
.hayatta herşey geçici bunu unutma.kendini sev ve ona yatırım yap.harika bir yaştasın tadını çıkar.he bir de herkese gıcık olman doğal insanlar biraz giciktir:) sen onları idare et yeter, sana gıcıklık yaptıklarını düşünüyorsan oradan uzaklas ve kendin için güzel şeyler yap.kitap oku ders çalış spor yap..
hayatta herşey geçici bunu unutma.kendini sev ve ona yatırım yap.harika bir yaştasın tadını çıkar.he bir de herkese gıcık olman doğal insanlar biraz giciktir:) sen onları idare et yeter, sana gıcıklık yaptıklarını düşünüyorsan oradan uzaklas ve kendin için güzel şeyler yap.kitap oku ders çalış spor yap..
Bunu atlatmak için faydalı olanları dinle beğenmediklerini ise bildiğini söyle
Ben 13 yaşındayım annen teyzem ve çevremdeki insanlar bana çocukmuşum gibi davranıyor. Bana sen daha çocuksun yapamazsın gibi şeyler söylüyorlar büyüdüğümü kabullenemiyorlar buda bende öfke nöbetlerine neden oluyor. Mesela 8 yaşındaki bir çocuğun yapabileceği şeyleri bile yaptırıyorlar. Benimle çocuk ağzıyla konuşuyorlar. Ne yapmalıyım bilmiyorum.
Ben 12 yşındayım yavaş yavaş ergenliğe giriyorum kardeşlerim ve anne ile babamla aşırı derecede bağırıyorum dedem ve babannem boşndı babamın bir sürü borcu var ve okulda herkez beni dışlıyor annem bana diyorki bizim zamanımızda ergenlik yoktu diyor bende direk dayak var diyor zten her gün babam bana bağırıyor bana tavsiye verir misiniz lütfen çok kötü durumdayım lütfen
Merhaba ben 12 yaşımdayım çevremde o kadar insan olmasına rağmen hiç biri beni sevmiyomuş gibi hissediyorum bazen annem,babam ve abimin de beni sevmedini düşünüyorum bu gün gene bir arkadaşımla kavga yaptım kendimi çok kötü hissettim bana cok kötü sözler söyledi ben de unu hiç umursamıyomuş gibi evet ben öyleyim ben böyleyim deyip durdum sonra gene neden beni kimse sevmiyo diye düşündüm gene ağladım bir de ben insanlara çok çabuk güvenen biriyim 2 gün önce tanıştım birine hemen bi sırrımı anlatırım mesela. Ama sonra çok pişman oluyorum bazen kendimi öldürmek istiyorum gerçekten neden böyle oluyu
Canım benim bir öğrencim var aynı senin gibi düşünüyor ben öğretmeni olarak onu çok seviyorum ama asla bana inanmıyor bu yaşlarda bu çok olağan bir durum sakın üzülme tabiki de seviliyorsun ama bu süreçte böyle düşünmen çok normal kimseye ederinden fazla değer verme sırrını da hemen herkesle paylaşma 😇
Senin le aynı yaşta kızım var ,aynı sıkıntıları oda yaşıyor ,ergenlik döneminde bu tip duygusal çalkantılar normaldir,kendinizi sevmelisiniz çünkü dünyada 8 milyar insan İçin de senin bir kopyan yada eşin yok seni yaratan eşsiz bir yaratıcı var ve Senide yeryüzünde milyarlarca insan içinde eşsiz tıpatıp benzeri olamayan bir insan olarak yarattı oyüzden dünyada Başka Sevgi adında sana tıpatıp benzeyen başka bir insan yok oyuzden kendini herşeyinle severek Başla hayata ,çevrendekilere sevgi ile bakmaya çalış çünkü ailen seni seviyordur ancak sevgisini gösterme şekli farklı olabilir ,hayat anlamsız gelebilir sana ama seni yaratan ve böyle eşsiz yaratan RABB in seni herkesten çok seviyor sevmeseydi seni sonsuzluk İçin var etmezdi onun sevgisini düşünüp kendini rahatlatmaya çalış ,hayat sevdikçe daha da güzel olacak merak etme olumsuz düşünceleri kafandan atmaya çalış lütfen .Ölümü istemek seni bu kadar eşsiz yaratana karşıda nankörlüktür ve sen nankör değilsin sadece yaşından dolayı fiziksel ve ruhsal değişim yaşadığın bir dönemden geçiyorsun .ALLAH C.C kabine genişlik versin bu sıkıntılardan feraha kavuştursun.
ben 13 yaşındayım ara sıra ufacık şeylere hemen ağlıyorum(bağırarak)bugünde ağladım akşam anneme gidip özür diledim annem öptü bende kusura bakma ergenliğim den dedim annemse ben senin gibi değildim dedi ve şuan çok kötüyüm.
14 yasında kız yeğenimle aşırı sorun yaşıyoruz. Elinden telefonu kesinlikle hiç bırakmıyor. Saygı yok, doğruları duyunca oflar puflar, işine gelmeyen bisey sorduğunda birden bağırmaya başlıyor. Telefon elindeyse asla kimsenin yüzüne bakmaz. Genel olarak huyu bezgin, düzensiz. Düzenli birşeyi dahi düzgün kullanmaz. Yıllardır konusarak
değişsin istedim ama olmuyor Bazen tepki olarak konusmuyorum yalan ve saygısız davrandığı için. Kelimeye dökebilsem o kadar çok şey var ki yaşadığımız. Okuduğum denemediğim sey kalmadı. Tavsiyelerinize açığım.